Chatbot Devrimini Kucaklamak

Chatbotlar, tüketici geri bildirimiyle ilgili bildiğimiz her şeye darbe vuran önemli AI(artificial intelligence) yazılımları. Bu yazımda biraz nedir, ne değildire bakıp, biraz da hayalimdeki dünyadan bahsediyorum.

Hayatımızda olduklarını düşünmesek de, iletişim stratejilerimizde kendilerine yer vermiyor da olsak aslında günü yaşarken sürekli bu yazılımlarla temas halindeyiz. Nasıl mı? Facebook Messenger, Skype, WhatsApp gibi elimizin altındaki yazılımlar sayesinde. Bunlar ilk akla gelenler olmakla beraber, gün içinde etkileşim halinde olduğumuz neredeyse her yerde AI yazılımları ve 2017’de olmanın yadsınamaz sonucuyla chatbotlar mevcut. Hey Siri, oralarda mısın?

“Virtual Assistans” kategorisinde anılan Siri, Alexa ve Cortana da aslında ses ve metin bazlı sohbet arayüzleri gibi görünseler de onları ayrı tutmak için bir paragraf daha yazmaya/okumaya değer 🙂 Dijitalde bizi asiste eden bu AI yazılımları, chatbotların sınırlı kapasitelerinin çok çok ötesinde. Chatbotlar sadece metin arayüzlü ve genelde ek amacı mesajlaşma olan uygulamalar üzerinde aktif olan, özel iş tanımları çerçevesinde otomatize aksiyonlar alan yazılımlardır. Siri öyle mi hiç? Sanal asistanlar, çok daha geniş bir yelpazede, akıllı telefonlarımız ve işletim sistemlerimizle tam uyum içinde çalışıyorlar, programlarla etkileşime geçebiliyor, tahmin ve öneri mekanizmalarıyla hayatımızı kolaylaştırabiliyorlar.

Chatbotları kimler, neden, nasıl kullanabilir?

İdeal dünyada, bence, chatbotları küçük ve orta büyüklükteki, “vizyoner” işletmeler kullanmalı, denemek için can atmalı. Eski kafalı istihdam politikasında birkaç kişilik ekip, ekip içi uyumlu iletişim ve ekibin işini yöneten bir kişi gerektiren tüketici geri bildirimi için bir chatbot yeterli.

Türkiye’de standart yazılım paketleri halinde siteye eklenti yapan ve dijital bir temsilci size yardım ediyor hissi uyandırmaya çalışan başarısız girişimler ile büyük yatırımlarla yenilikçi stratejilerine chatbot dahil eden ve bunu kampanya haline getirip PR’ını yapan dev markalar arasında bir yerde, konuşulan ama tabana yayılmamış bir kavram “chatbot”.

“2020’de her 5 markadan 4’ü chatbot kullanacak.” diye bir cümle okumuştum. Terminator: The Sarah Connor Chronicles filan gibi geliyor olabilir. Fakat aslında çok efektif, düşük maliyetli, sürprizi bol bir iş. Kategori kategori neler var, kimler neler yapmış yazmayı planlıyorum. Takip etmeyi unutmayın 🙂

Neler yapıldı?

Farklı kategoride birçok marka güzel işler çıkardı. 2016 Aralık’ta chatbot aşağı chatbot yukarı, şuranın CEO’su böyle dedi, X markası bunu yaptı derken 2017’de Türkiye şov yapmaya başladı. Bakalım kimler kimler neler neler?

Sinemia örneği çok başarılı. Facebook üzerinden Sinemia Messenger Bot çalışmasıyla, vizyonda ne var, seanslar nasıl, galeriler, haberler gibi içeriklere 10 saniyede ve daha da önemlisi bir arkadaşıma sormuşum gibi cevap almamı sağladılar.

Domino’s zaten inovatif markalardan biriyken, halihazırda globalde kullandığı yazılımı Türkiye’ye getirmemesi hata olurdu. Pizza emojisiyle iletişime geçebileceğiniz Dominos’a bağlı bir sipariş hesabınız var ise birkaç adımda, Facebook üzerinden sipariş verebilirsiniz. Mükemmel!

Getir, bağımlısı olduğum, hayatımı ciddi anlamda kolaylaştıran müthiş bir app. Yine Facebook üzerinde Getir de kullanıcı deneyimini güçlendiren bir çalışmaya imza attı. Chatbot sayesinde #chatdiyeode kampanyasıyla çok iyi bir iş çıkardırlar.

Yukarıda örneklerini verdiğim gibi güzel işler mevcut. Çok daha güzelleri de olacak. Facebook dışında chatbot yatırımı için Twitter hazır. İlerleyen dönemlerde belki BİP gibi yerli servisler ve WhatsApp (ef-sa-ne olur) gibi global mesajlaşma uygulamalarında da chatbotlar kullanılabilir. Heyecanla bekliyoruz!

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

___